Divan siirinin en güzel beyitlerini yazmis, halk sairlerini dahi etkisi altina almis büyük Fuzûlî, Klasik Edebiyat ve Tasavvuf Tarihi alanlarinda çok önemli yere sahip Abdülbâki Gölpinarli'nin kaleminden okuyucuyla bulusuyor. Abdülbâki Gölpinarli, Fuzûlî'nin hayatini, milletini, dini ve tasavvufi görüsünü tahlil ettikten sonra kasidelerinden, gazellerinden örneklere yer vermis ve meshur Leyla ve Mecnun Mesnevisi'nden parçalar sunmus. Ayrica sairin düzyazi seklinde kaleme aldigi Sikâyetnâme ve Hadikatu's-Su'edâ'dan da kapsamli bölümler esere eklenmis. Kitapta sair hakkinda bilinmeyen ya da tereddüde düsülen konulara akademik metotlar ve referanslarla çözümler de getiriliyor. Fuzulî öyle bir denizdir ki bize gâh sakin ve halim, gâh coskun ve giryan; bazan gögün bulutlariyla simsiyah, bazan günesin, ayin akisleriyle isiklara bogulmus ve sarhos... Özetle, istedigi surette görünür ve nasilsa bizi de o hâle getirir. Bizi kendisine çeker, kendisinde yok eder. Bu coskunluguyla sair âsiklik bahsinde Mecnun'a bile meydan okur: Bende Mecnûn'dan füzûn âstkhk istidâdt var Âstk-i sâdik benim Mecnûn'un ancak adi var. (Tanitim Bülteninden) |